tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Musluk Sularının Zararları !..

Suyun doğal kaynağından çeşmeye kadar geçirdiği yolculuk farklıdır.  Su, çeşmeye gelene kadar dereler şeklinde yüzey sularına dönüşür. Ve bu esnada bu sular yüzeyden bulaşan mikrop, virus, parazit, tarım ilaç kalıntıları ve ağır metaller gibi suyun temizliğini bozan maddeleri de toplayarak baraj ve havzalara taşır. Burada toplanan sular bilinen klorlama, filtreleme ve dezenfekte işlemlerinden geçirilir, su şebeke boruları ile musluklarımıza gelir.   Bu dezenfekte işlemi esnasında kullanılan klorun da sağlığımız açısından olumsuz etkili olduğunu gösteren çalışmalar bulunur.

Beraberinde binalara suyu getiren dış şebeke boruları,  binaların içindeki şebeke boruları ve binaların su depolarındaki toprak, pas, kir, parazit, mikrop, virüs gibi yabancı maddeler de suyumuza bulaşmış olabilir.   Bu etkenlerin hepsi ve dezenfekte amacı ile kullanılan klor suyumuzun lezzetine ve kokusuna da yansır.

KAYNATILMIŞ SU SAĞLIKLI MIDIR?

Musluk suyundaki zararlı maddeleri ortadan kaldırabilmek için suyun en az 20 dakika kaynatılması gerekir. İçilecek olan her su için aynı kaynatma ve soğutma işlemini yapmak pratik bir çözüm değildir.

Aynı zamanda kaynatıldığında suyun içerisindeki kalsiyum, magnezyum ve karbonat kireç şeklinde çöker ve bu işlem suyun mineralli yapısını kaybetmesine sebep olabilir. Yapılan araştırmalar ise kaynatma işleminin suyun içerisindeki ağır metalleri ve kloru ortadan kaldıramadığını göstermektedir. Bunun da sağlıklı bir çözüm olmadığını ortaya çıkarmaktadır. Kaynatma işlemi suyun içerisindeki partikül yoğunluğunu değiştirmediği gibi suyun tadını da geliştiremez. Suyun tadı yumuşamaz, koku kalabilir ve kireci ortadan kaldıramaz.

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Damacana Ve Pet Şişeler Ne Kadar Sağlıklı ?

Günümüzde evlerde ve iş yerlerinde musluk suyuna alternatif olarak kullanılan damacana suların aslında pek de sağlıklı olmadığı, içerdiği BPA maddesi, hangi koşullarda dolum yapıldığı ve içerisine ne tür kimyasal maddeler karıştığı büyük tartışma konusu.

Damacanalarda Bulunan BPA Nedir?

Damacanaların yapıldığı madde olan plastik (Polikarbon) içerisinde bulunan Bisfenol-A (BPA) çoğunlukla konserve kutular, meyve suyu kutuları ve polikarbon plastiklerde ambalajlarda kullanılır. Kullanıldığı madde tekrar tekrar kullanılabilen geri dönüşümlü bir tür olduğu için pet şişe ve damacanalarda da kullanılır. BPA temas ettiği gıdaya geçmeye eğilimlidir ve bu eğilim ısı arttıkça artış gösterir.

BPA’nın özellikle ısı ile birleştikten sonra daha fazla oranda suya geçebildiği iddia edilmektedir. BPA’nın hormonların salgılanmasından sorumlu olan endokrin sistemini etkileyen bir madde olduğuna dair çalışmalar mevcuttur. Cincinnati Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada damacanaların yapıldığı madde olan polikarbonat şişelere kaynar su konulduğunda açığa çıkan BPA miktarında artış görüldüğü ve daha sonra şişe oda sıcaklığına alındığında da bu miktarın yüksek kalmaya devam ettiği iddia edilmektedir.

Damacanalar Temiz Midir?

Damacanaların bir önceki kullanımı ve bize gelmeden önce nasıl sterilize edildiğini tam olarak bilememekteyiz. Damacanalar tekrardan yıkanarak defalarca kullanılabiliyor. Bir damacana ortalama 50 defa tekrar kullanılabilir. Yani 50 defa aynı temizleme işleminden geçip farklı bir kullanıcıya ulaştırılmaktadır.

Burada sorunlardan biri bazı markaların damacanalarını 50 defadan fazla kullanabiliyor olması.Bu sebeple kullanım süreci aştıkça plastiğin yapısı daha da bozulabiliyor, daha da fazla ısıya maruz kalabiliyor ve suya geçen BPA maddesinde artış yaşanabiliyor.

Damacanaları temizleme amacı ile kullanılan yüksek sıcaklıktaki su BPA maddesinin suya daha fazla geçmesine sebep olabiliyor. Bu esnada kullanılan deterjanların içeriği bilinmemekle birlikte durulama esnasında damacanaya verilen su miktarı ne kadar olursa olsun deterjanı dışarı atamayabilir ve bu sayede deterjanların suya geçme ihtimali de artabilir. Damacanaların temizliği için harcanan yüksek su miktarı su kaynaklarını günden güne tüketirken; plastik atıklar da doğaya zarar vererek gelecek nesiller için çevresel riskler oluşturuyor.

Peki, O Zaman Cam Damacana Kullansak?

Kullanılan cam damacanalar plastik damacanalara oranla daha sağlıklı olsa da pompalama amaçlı kullanılan pompanın plastiği ve temizliği bakteri oluşumuna sebep olabiliyor. Aynı zamanda o cam damacanaların hangi koşullarda nasıl temizlendiği, kullanılan temizlik malzemelerinin güvenliği ve durulanma koşulları üzerinde de tartışmalar sürüyor. Damacanaların tekrardan doldurulmadan önce yıkanıp sterilize edilmesi gereklidir.

Bu yıkama işlemi Sağlık Bakanlığı’nın öngördüğü şekil olan 55 C° veya üzeri ısılarda gerçekleştirilmelidir.   Ancak cam damacanalar bu yüksek ısıya dayanamaz ve çatlar. Bu sebeple sterilize edebilmek adına bazı kimyasal temizlik maddelerden yararlanılabilmektedir. Sterilize edebilmek için kullanılan temizlik malzemeleri ile birlikte, ağırlığı ve kırılganlığı sebebiyle taşıma sürecindeki lojistik zorluklar sebebiyle cam damacanaların fiyatları plastik damacanalara oranla çok daha yüksektir. Ağırlığı ve lojistik zorluklarından dolayı cam damacanalar daha küçük porsiyonlar halinde olduğu için suyunuzun bitme ve yeniden sipariş verme sıklığı daha yüksektir.

PET ŞİŞELERİN ZARARLARI

Plastik damacanalara benzer olarak, plastik pet şişelerin yapıldığı ham maddede bulunan kimyasal maddeler ısı (sıcak hava, sıcak su) ile birleştiğinde suyun içerisine karışabiliyor.

Bu maddelerin endokrin sistemimizi etkileyerek hormonal dengemizi bozduğu yapılan çalışmalar ile kanıtlanmıştır.  Aynı zamanda pet şişelerin içerisinde bulunabilen BHT (Butylated Hydroxytoluene) maddesinin kan ve karaciğerde toksik üretimine sebep olarak iç organlara zarar verebileceği belirtilmiştir.   İnsan sağlığına direkt etkilerinin yanı sıra doğaya da verdikleri zararlar oldukça yüksek ve düzeltilmesi güç düzeydedir. Doğayı ve doğal kaynakları kirletirken insan sağlığını etkileyen farklı faktörler de tekrardan ortaya çıkabiliyor.

 

tarihinde yayınlandı Yorum yapın

Saf Su Nedir?

Çoğumuz “saf su” denildiğinde saf suyun en temiz, en berrak su olduğunu; dolayısıyla da sağlığa faydalı olacağını düşünürüz. Ancak araştırmalar tam tersini gösteriyor, faydalı sandığımız saf su aslında sağlığımıza oldukça zarar veriyor.

Saf su her ne kadar kulağa sağlıklı gibi gelse de, aslında insan bedeni için uygun değil. Saf su ile kastedilen, suyun organik ve inorganik maddelerden arıtılmış halidir. Saf su bu nedenle içilmez, içildiği takdirde mideye birtakım zararları olabilir. Saf su genellikle laboratuvarlarda, deneyler için kullanılır.

Saf suyun pH değeri 7’ye ulaşmaz, ancak içme sularının pH değeri, 7 ve üstünde olamalıdır. İçtiğimiz sular; magnezyum ve sodyum gibi mineraller açısından zengin

olduğu için aslında vücudumuzun ihtiyaç duyduğu su olma niteliğindedir. Bu mineraller insan sağlığı açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak saf su, adı bize hoş gelse de, bu niteliklere sahip değildir.Saf suda sadece oksijen ve hidrojen bulunmaktadır.

Saf su, minerallerden yoksun olduğu için bu minerallere ihtiyaç duyar. Bir insan saf su içtiği zaman, sadece hidrojen ve oksijen barından saf su, insan vücudundaki mineralleri kendine çekmeye başlar. Yani saf suyun insan sağlığına yarardan ziyade zararı dokunmaktadır. İnsan vücudundaki faydalı olan mineralleri çekerek insan sağlığını tehdit etmektedir. Bu nedenle saf su tüketiminden kaçınılmalıdır.